
MUHLİS AKARSU KİMDİR
Muhlis Akarsu
1948 yılında Sivas’ın Kangal ilçesi Minarekaya köyünde doğdu. Küçük yaşlardan itibaren katıldığı muhabbetlerde ve cemlerde Alevi-Bektaşi kültürünü öğrendi; saz çalıp türkü söylemeye başladı. Kısa zamanda sesinin güzelliği ile fark edildi.
Gençlik yıllarında geldiği İstanbul’da Mahzuni Şerif’in, Davut Sulari‘nin deyişleriyle tanıştı. İlk söylediği deyişlerde gerek saz çalış gerekse okuyuş itibarıyla Davut Sulari’nin etkisi görülür. Davut Sulari’nin kendine özgü bol hançere hareketlerini içeren tavrından uzun süre kurtulamayan Akarsu, kendi deyişlerinde de bu tavrı-kısa bir süre de olsa- denemiştir. Daha sonraları deyişlerinde ve deyiş söyleme tavrında Sulari’nin etkisinden kurtulduğu görülür. 1970’lerden itibaren dönemin etkili aşığı Mahzuni Şerif’in izleri belirir Akarsu’da… Uzunca bir süre Mahzuni’nin deyişlerini çalar, okur. Bu arada Alevi-Bektaşi aşık geleneğinden de kopmaz. Pir Sultan, Kul Himmet gibi büyük ozanların birçok deyişini geleneksel kalıplardan çıkmadan seslendirir.
1980’li yıllarda ise Akarsu, artık kendi kimliğini bulur. O güne kadar usta malı deyişlerle kendini gösteren Akarsu, 80’lerin başından itibaren deyişlerindeki anlatımı güçlü, bağlamasına hakim ve sesini deyiş tavrında kullanabilen bir sanatçı görünümündedir. Bu yıllar adeta parladığı yıllardır Akarsu’nun… “Muhabbet” serisinin her yapıtında yer alır. Eserleri çeşitli türlerde şarkı söyleyen sanatçılar tarafından okunur. Ancak sanatının en verimli ve olgun döneminde yaşama veda eder (2 Temmuz 1993, Sivas Madımak Oteli yangını). Ardında ise milyonlarca seveni ile birlikte 100’den fazla kırkbeşlik plak, 4 uzunçalar, 20 kaset ve yüzlerce deyiş bırakır.
Muhlis Akarsu’nun yapıtlarına bakıldığında, tümünün lirik bir ifadeyle yapıldığı ve söylendiği hemen fark edilir. Repertuarının büyük bir bölümünde aşk ve sevda deyişlerine yer verdiği görülür. Akarsu’nun yar üzerine söylediği, feleğe çattığı, gurbete içerlediği, ayrılığa üzüldüğü yüzlerce deyişi vardır.
Yoruldum Yorgunum
Yoruldum yorgunum fazla gidemem
Neler etti kahır beni zulm beni
Kolay değil ben bu derdi çekemem
Zalimin elinde koydu hal beni
Arsız değilidim arsız ettiler
Saldılar gurbete yurtsuz ettiler
Yardan ayırdılar yarsız ettiler
Şimdi gizli gizli kınar el beni
Akarsuyu aşka yaktı yaradan
Ömür bir gün gibi geçti aradan
İşte geldim gidiyorum dünyadan
Oturmuş bekliyor kuru sal beni
Deyişlerinde toplumsal konulara da kayıtsız kalmaz; ancak bu, sevgi üzerine söylediği deyişler kadar çok öne çıkmaz. Birkaç deyişinde cahilliğe, köleliğe, yoksulluğa başkaldırdığı görülür.
Alevi-Bektaşi edebiyatının ve müziğinin deyiş türüyle ünlenen aşığı Muhlis Akarsu’nun Pir Sultan Abdal ve Karacaoğlan etkisindeki tavrını her zaman hissetmek mümkündür. Muhlis Akarsu’nun eserlerini dinledikçe gerçekten de akarsu gibi çağlayan sesini hissedecek ve onu sevgiyle anacağız. Ruhu şad olsun.
Muhlis Akarsu
(D: 20 Şubat 1948, Minarekaya Köyü, Kangal, Sivas – Ö: 2 Temmuz 1993, Sivas) Halk Ozanı.
Hayatı ve kariyeri
1973-1978: Albümler ve 45'likler
Muhlis Akarsu, İstanbul'a taşındıktan sonra çalışmalarına hız verdi. 1973 yılında Kara Sevda / Günler Gelir Geçer Boşa adlı bir 45'lik yayınladı. 1974 yılında Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Kıbrıs'ta başlattığı askerî harekât olan Kıbrıs Harekâtı için Kalleş Yunan / Türk'ün Sesi adını verdiği bir 45'lik yayınladı. Aynı yıl ilk albümünün hazırlıklarını tamamlayan Muhlis Akarsu, kendi adını verdiği ilk albümünü Edifon etiketiyle yayınladı. Daha sonra Türküola şirketiyle anlaşarak Muhlis Akarsu 1 adını verdiği ikinci albümünü yayınlamıştır. Bu albüm ayrıca bir seri albüm olmuştur. Albümde yer alan "Karnı Büyük Koca Dünya", "Karlı Dağlar" ve "Seher Vakti Çıkmış Yolun Üstüne" başta olmak üzere birçok parça klasik olmuştur. "Karnı Büyük Koca Dünya" parçasını aynı yıllarda Cem Karaca'da seslendirmiştir.[3] Aynı yıl Muhlis Akarsu 1 adıyla farklı bir plak şirketinden başka bir albüm daha yayınlandı. Bu dönemlerde Muhlis Akarsu "Zam Üstüne Zam Geliyor" ve "Ne Olacak Bu Milletin Kaderi" gibi politik eserlerde yapmaya başladı. 1974 yılında art arda Muhlis Akarsu 2, Muhlis Akarsu 3 ve Muhlis Akarsu 4 albümlerini yayınladı. Bu albümlerden "Bu Yarayı Dosttan Aldım", "Ne Sevdiğin Belli Ne Sevmediğin", "Şikayetim Sana Tanrım" ve "Nenni Yavrum" gibi eserler ön plana çıkmıştır. Albümlerde seslendirdiği bazı eserleri 45'lik olarak da yayınlamıştır. 1975 yılında üç albüm yayınladı. Fakat bu albümlerden birisi o dönem korsan kaset piyasayı revaçta olduğu için başka bir firma tarafından yayınlanmış eski eserlerinin yer aldığı bir albümüdür. Bunlardan ilki yine kendi adını verdiği Muhlis Akarsu albümüdür. "Ağlar Oldum Bu Günler", "Gurbeti Ben Mi Yarattım", "Gül Yüzlü Sevdiğim", "Aşağıdan Bir Yel Esti" ve "Yaralıyım Kime Gidem" gibi eserler albümün ön plana çıkan eserleri oldu. Albüm yayınlandığı dönemde büyük ilgi gördü. Ardından, Muhlis Akarsu 5 albümünü yayınladı. 1975 yılında albümlerinin yanı sıra yedi tane 45'lik yayınladı.[4]
1976 yılında da yedi tane 45'lik yayınladı. Bunlardan bazıları önceki albümlerinde yer alan eserlerden oluşuyordu. 1977 yılında Minareci Müzik etiketiyle Muhlis Akarsu 5 albümü özel seri etiketiyle yayınlandı. Aynı yıl Türküola Müzik Muhlis Akarsu adlı bir lLP albüm yayınladı. Albümde yer alan "Kula Kulluk Yakışır Mı" ve "Dertliden Dert Sorulur Mu" gibi parçalar büyük beğeni topladı. Bu albümlerin ardından 1977 yılında Muhlis Akarsu 745 ve Muhlis Akarsu 7 albümlerini yayınladı. Yayınladığı bu albümlerde yer alan "Dertliden Dert Sorulur Mu?", "Gönül Diyarına Düştüm Düşeli" ve "Her Günüm Yardan Ayrı" parçalar klasik eserler arasına girdi. 1977 yılında altı adet 45'lik yayınladı. 1970'li yılların sonlarında sürekli sahne almasının yanı sıra sıkça radyo ve televizyon programlarına katılmaya başladı. 1978 yılında Gurbeti Ben Mi Yarattım adlı albümünü yayınladı. Ardından Sağın Solun Sayesinde adlı albümünü yayınladı ve daha sonra Muhlis Akarsu albüm serisinin sonuncusu olan Muhlis Akarsu 8 albümünü yayınladı. 1978 yılında üç tane 45'lik yayınladı. Bunlardan "Gül Yüzlü Sevdiğim / Ne Mektup Gönderdin Ne De Sen Geldin" oldukça beğenildi. Muhlis Akarsu ayrıca bu yıldan sonra bir daha 45'lik yayınlamadı.[5] Sanatında 1970'lerden itibaren dönemin etkili aşığı Mahzuni Şerif'in izleri belirdi. Uzunca bir süre Mahzuni'nin deyişlerini çaldı ve okudu. Bu arada Alevi-Bektaşi aşık geleneğinden de kopmadı. Pir Sultan Abdal, Kul Himmet gibi ozanların birçok deyişini geleneksel kalıplardan çıkmadan seslendirdi.
1979-1985: Muhabbet serisi, yeni albümler ve cezaevi
Muhlis Akarsu, 1979 yılında Muhlis Akarsu 1101 adlı albümünü çıkardı. Albümde "Gurbeti Ben Mi Yarattım", "Düşenin Dostu Yokumuş" ve "Gül Yüzlü Sevdiğim" gibi eserler yer almaktadır. Albümde yer alan bazı eserler daha önceden yayınladığı 45'liklerde de yer almıştır. 1980 yılında Büyürsen Vururlar Seni albümünü yayınladı. Albümde "Bu Sene" ve "Yaralıyam Kime Gidem" adlı eserler ön plana çıktı. Albüm yayınlandıktan bir süre sonra 12 Eylül Darbesi gerçekleşir. Bu dönemde sinema, müzik, şiir ve birçok sanat alanında sanatçılar yargılanmaya başladı. Muhlis Akarsu bu sanatçılardan biriydi. 1970'li yıllarda yayınladığı siyasi ve politik eserlerinden dolayı yargılandı ve üç yıl hapse mahkûm edildi. 1981-1983 yılları arasında cezaevinde kalan sanatçının plak şirketi daha önceki eserlerinin yer aldığı ve yayınlanmayan eserlerini albüm olarak yayınlamıştır. Muhlis Akarsu cezaevinde olduğu dönemde Vururlar Seni Sivaslı Kardaşım (1981), Bu Milletin Kaderi (Gülabi Gültekin ile birlikte) (1981) ve Bahar Seli Gibi (1982) gibi albümler yayınlanmıştır. 1981 yılında cezaevine giren Muhlis Akarsu, 1983 yılında tahliye oldu. 1983 yılında taliye olduktan sonra Arif Sağ ve Musa Eroğlu ile birlikte yayınlayacakları düet albümünün kayıtları için stüdyoya girdi. Muhabbet 1 adını verdikleri albümün kayıtları tamamlandıktan sonra Şah Plak etiketiyle yayınlandı. Albümde on üç parça yer almaktadır. Albümdeki beş parçayı Arif Sağ, dört parçayı Muhlis Akarsu ve üç parçayı Musa Eroğlu seslendirmiştir. "Dert Bende" ve "Bir Seher Vaktinde" adlı eserleri ise koro halinde seslendirmişlerdir. 1983 yılında yayınlanan albüm Türk halk müziğinin devrimi niteliğinde bir albüm olmuştur. Dönemin en önemli Türk halk müziği sanatçılarının yer aldığı albüm, modern Türk halk müziğinin de başlangıç albümü olarak bilinir. Muhlis Akarsu, Muhabbet 1 albümünde sonra aynı yıl Sabah Yıldızı albümünü yayınladı. Daha sonra aynı yıl gerçekleşen 1983 Erzurum depremi'nde ölenlere ithafen Deprem adını verdiği albümünü yayınladı. Albümde yer alan "Küstürdüm Barışamam", "Düşenin Dostu Yok İmiş" ve "Yol Ver Artık Dağlar" gibi eserler ön plana çıktı.
1984 yılında Musa Eroğlu ve Arif Sağ ile birlikte Muhabbet 2 albümünün kayıtlarına başladılar. Albümde on dört parça bulunuyor. Albümde dört parçayı Arif Sağ, dört parçayı Muhlis Akarsu, dört parçayı Musa Eroğlu seslendirdi. "Gurbet Elde Bir Hal Geldi Başıma" ve "Derdimi Dökersem Derin Dereye" adlı eserleri koro halinde seslendirdiler. İlk albüm gibi ikincisi de büyük derecede olumlu tepkiler almayı başardı. Muhlis Akarsu aynı yıl Ne Çare / Deyişler adlı bir solo albümde yayınladı. Türküola Plak etiketiyle yayınlanan albümde daha önceki albümlerinde yayınlanan eserlere de yer verilmiştir. Muhlis Akarsu'nun içinde yer aldığı Muhabbet 3 albümünü 1985 yılında yayınlandı. Albümün bu serisinde albüme Yavuz Top'ta katılmıştır. On dört parça bulunan albümde "Sivas Ellerinde Sazım Çalınır" ve "Dün Mü Burdaydın" adlı eserler koro halinde seslendirilmiştir. Aynı yıl Muhlis Akarsu, Mahzuni Şerif ile birlikte 2 Saz 2 Söz adında bir düet albüm yayınladılar. Muhlis Akarsu, 1985 yılında iki düet albümün yanı sıra Deli Lemi adlı bir solo albümde yayınladı.
1986-1993: Albümler, etkinlikler ve son yılları
Muhlis Akarsu, 1986 yılında sekiz albüm birden yayınladı. Bu albümlerden birisi Mehmet Erenler ve Ali Ekber Çiçek ile birlikte yayınladığı Gönülden Gönüle adlı düet albümdür. Muhlis Akarsu, 1986 yılında oldukça yoğun tempoda çalışmıştır. 1987 yılında Ağlama Gülüm, Seher Yeli ve Ölüm Kervanı gibi albümler yayınladı. Aynı yıl Muhabbet 5 albümü yayınlandı. 1988 yılında Muhabbet 88 adıyla serinin altıncı albümü yayınlandı. Albümde Arif Sağ yer almadı. "Karlı Dağlar Işımış", "Hasretin Beni Yakıyor" ve "Karşıdan Görünen" gibi parçalar büyük beğeni topladı. Muhlis Akarsu, 1988 yılında solo albüm yayınlamadı. 1989 yılında Pınar Müzik etiketiyle Bırakmadı Sevdan Beni albümünü yayınladı. Aynı yıl Muhabbet serisinin son albümü olan Muhabbet 7 albümü yayınlandı.
Muhlis Akarsu, 1990 yılında Dam Üstüne Çul Serer albümünü yayınladı. Aynı yıl Dünü ve Bügünü adını verdiği albümünü yayınladı. "Sen Altınsın Ben Tunç Muyum?", "Küçük Yaşta Gurbet Elde" ve "Dün Mü Burdaydın" albümün ön plana çıkan parçaları oldu. Muhlis Akarsu bir yandan albümler çıkarırken bir yandan da sıkça festival ve etkinliklere katılmaya devam etti. 1991 yılında Karlı Dağlar adlı stüdyo albümünü yayınladı. Albümde "Senden Ayrılalı", "Yükledim Göçümü", "Bu Yarayı Dosttan Aldım" ve "Yar Bulamadım" gibi eserler ön plana çıktı. Bu albüm ayrıca Muhlis Akarsu'nun hayattayken çıkardığı son albüm olmuştur. 1991-1992 yılları arasında çok sık konser verdi. Bu dönemde albüm çıkarmadı. 1993 yılında dört gün sürecek olan Pir Sultan Abdal Kültür Festivali'ne katılmak için Sivas'a gitti. 1 Temmuz 1993 tarihinde etkinlik kapsamında sahneye çıktı ve konser Muhlis Akarsu'nun son konseri oldu. 2 Temmuz 1993 tarihinde konakladığı Madımak Oteli'nin radikal dinci kişiler tarafından kundaklanması sonucu yaşanan Sivas Katliamı'nda hayatını kaybetti. Ölümünün ardından daha önceki albümlerinde yer alan ve daha önceden yayınlamadığı eserlerin yer aldığı Sivas Ellerinde Ömrüm Çalınır albümü yayınlandı. Albümde "Sivas Ellerinde Ömrüm Çalınır", "Yine Gönlüm Hoş Değil", "Koca Dünya Dar Mı Geldi" ve "Eşinden Ayrılan Yaralı Ördek" gibi eserler büyük beğeni topladı. Ölümünün ardından ilerleyen yıllarda Kalan Müzik ve Arda Müzik gibi müzik şirketlerinin etiketiyle Ya Dost Ya Dost (1994), Aşık Olan Durmaz Ağlar (1998), Yolver Dağlar (1998) ve Vururlar Seni (2003) gibi albümleri yayınlandı. 1980'li yıllardaki ve 1990'lı yılların başındaki ticari başarısı ve söz yazarlığı ile Muhlis Akarsu döneminin en büyük ozanlarından birisi olarak kabul edildi.
Sanatı
Müzikal tarzı
1970'li yılların başında dönemin hızlı siyasi gündeminde protest yanı şekillenmeye başladı. Özellikle gırtlak hançerisini kullanırken ön plana çıktı. Kolektif yapısı sayesinde Mahzuni Şerif, Arif Sağ, Ali Ekber Çiçek, Mehmet Erenler, Musa Eroğlu, Yavuz Top, Aşık Gülabi ve Ali Kızıltuğ gibi isimlerle ortak albüm çalışmalarında bulundu. Avrupa'da ses getiren konserler ve turnelere katıldı. Türkiye'nin birçok ilçesinde festival ve etkinliklerde yer aldı. Cem Karaca ve Selda Bağcan gibi birçok sanatçı türkülerini okudu. TRT Ankara Radyosu'nda bir dönem program yaptı. TRT'ye derlemiş olduğu onlarca beste bıraktı. Kendisine ait üç yüzden fazla şiir ve bestesiyle dönemin en üretken isimleri arasında gösterildi. 1983 yılında kuruculuğunu ve öncülüğünü yaptığı Muhabbet serilerinin ilkini çıkarttı. 1983-1989 dönemlerinde yedi seri olarak çıkan Muhabbet Serilerinin altısında yer aldı. Sanatının tartışmasız en etkin ve ses getiren dönemi bu dönemler oldu.
Muhlis Akarsu sanat yaşantısı boyunca 37 solo albüm, 9 düet albüm ve 40 adet 45'lik plak yayınlamıştır. Şiirlerinde birçok konuya değinen ozan Akarsu özellikle aşk, sevgi, doğa üzerine önemli dizelere imza atmıştır. Şiirlerinde soyadı olan Akarsu mahlasını kullanmıştır. Toplumsal muhalifin yükselişine kayıtsız kalamadığı dönemlerde TRT'de yaptığı programı askıya alınmış, konserlerine yasak getirilmiş ve hapis yatmıştır. Çıkartmış oldukları Muhabbet albüm serileri ile 1980 askeri darbesinin Alevi–Bektaşi toplumu üzerindeki baskısını kırmayı başarmışlardır. Ayrıca toplumda kısa sap bağlamanın daha fazla değer görmesine, bağlama kurslarının Türkiye'de ve Avrupa'da yaygınlaşmasına sebep olmuşlardır. Günümüzdeki birçok sanatçının sanat hayatına ilk adımı atmasında öncülük etmiştir. Ölümünden sonra adına belgeseller, tezler, kitaplar, anma konserleri gibi birçok etkinlik yapılmıştır. Muhlis Akarsu'nun yapıtlarının hemen hemen tümünün lirik bir ifadeyle yapıldığı ve söylendiği fark edilir. Repertuvarının büyük bir bölümünde aşk ve sevda deyişlerine yer verdiği görülür. Akarsu'nun yar üzerine söylediği, feleğe çattığı, gurbete içerlediği, ayrılığa üzüldüğü yüzlerce deyişi vardır. Deyişlerinde toplumsal konulara da kayıtsız kalmaz. Ancak bu, sevgi üzerine söylediği deyişler kadar çok öne çıkmaz. Birkaç deyişinde cahilliğe, köleliğe, yoksulluğa başkaldırdığı görülür. Alevi-Bektaşi edebiyatının ve müziğinin deyiş türüyle ünlenen aşığı Muhlis Akarsu'nun Pir Sultan Abdal ve Karacaoğlan etkisindeki tavrını her zaman hissetmek mümkündür.
Şairliği
Dünya dünya yalan dünya, Beni benden alan dünya, Haksızlara kalan dünya"
Muhlis Akarsu - Karnı Büyük Koca Dünya
Muhlis Akarsu, soyadını mahlas olarak kullanır. Sanatını, izinden gittiği ozanlar gibi sevgi temelinde şekillendiren âşık, bir şiirinde; "Sevgi insana yakışır" diyerek sanat anlayışının temelini de ortaya koyar. Şiirlerinin tamamını hece ölçüsü ile (7'li ve 8'li şiirleri de bulunmaktadır) ve koşma biçiminde yazar. Şiirlerinde hemen hemen her konuya yer veren âşık, semah ve deyiş türünde şiir örnekleri de verir. Şiirlerinde insan sevgisi, eşitlik, sevda, dönemin ve zamanın kötülüğü, adaletsizlikten yakınma, Hz. Ali sevgisi ve gurbet sıkça işlediği konulardır. Ayrıca halk kültürüne ait unsurları da şiirlerinde ustalıkla kullanır. Halk edebiyatı ürünlerinde karşımıza çıkan "neni, neni" gibi kalıp ifadeler de şiirlerinde yer alır.
Edebi kişiliği
Muhlis Akarsu'nun tezenesinde Davut Sulari, Mahzuni Şerif ve kısa saplı Bektaşi-Alevi saz şairlerinin bağlama çalma metotlarının izleri ve etkileri vardır. Şairliğini belirleyen tesirlerin başında Pir Sultan abdal, Karacaoğlan, Kul Himmet, Davut Sulari ve Mahzuni Şerif gelir. Usta malı deyişlerin etkisi ile yazdığı şiirlerinde kendine özgü deyişler de çıkarmaya çalıştığı fark edilmektedir. Şiirlerinde duru bir dil kullanmayı seven şairin şiirlerinde ahenge ayrıca önem verdiği dikkati çeker. Ahenk oluşturmak için geleneksel yöntemlerden şaşmayan şairin ikilemeleri, kelime tekrarlarını sevdiği, kelime düzeyinde redifler kullanarak zengin kafiyeler ve nakaratlarla ahenk oluşturmada başarılı olduğu dikkati çeker. Kangal yöresinin ağız özelliğini kullanmaktan kaçınmayan şairin şiirlerindeki düşünce ekseni Alevi Bektaşi şairlerin nefeslerinde görülen fikirlerin tekrarı şeklindedir. Çağının sorunlarına değinmekten kaçınmayan şairin şiirlerinde ölüm, sosyal konular,, yalnızlık, gurbet, yaşamdan şikayet, aşk ve Bektaşi ve alevi inancına dair konular başlıca temalardır. Repertuarının büyük bir bölümünde aşk ve sevda deyişlerine yer verdiği, feleğe çattığı, gurbete içerlediği, ayrılığa üzüldüğü gibi temalar vardır.
Ozan Murtaza Aydın onun edebi kimliği konusunda şu görüşler içindedir. Akarsu özünde Pir Sultan Abdal aşkıyla doludur. Pir Sultan Abdal'ı rehber seçmiştir. Kendisinin sonunun darağacı olup olmamasını hiçe sayardı. Her mısrasında gericiliğe ateş püsküren kardeşlik barış ve dostluğun simgesi olmuş bir ozandı. Güler Duman, Belkıs Akkale, Sabahat Akkiraz ve niceleri onun eserleriyle zirveye çıkmıştır. Muhlis Akarsu'nun şiirlerinde güçlü bir lirizm vardır. Şiirlerinin pek çoğunda aşk konusuna değinmiştir. Bu aşk bazen sevgili, bazen Hz.Ali, bazen da canlar olarak nitelediği dost meclisindeki, kişiler olmaktadır. Akarsu, yar ile sevda konusunu seven bir şair olarak çoğu şiirlerinde de, feleğe çattığı, gurbete içerlediği, ayrılığa üzüldüğü görülür. Toplumsal konulara yer verdiği şiirlerinde lirik konular işlediği şiirlerindeki kadar başarılı değildir. Bazı deyişlerinde cahilliğe, köleliğe, yoksulluğa başkaldırdığı görülür..
Etkilendikleri ve etkiledikleri
Muhlis Akarsu ilkokul öğrenimini doğup büyüdüğü köyde tamamladı. Bu dönemde Alevilik-Bektaşilik cemlerinde yörenin halk ozanlarının etkisinde kalarak bağlama çalmaya başladı ve daha sonra söylemeye başladı. Bu dönemlerde Hacı Bektaş-ı Veli, Yunus Emre, Karacao Paylaş